Bazen sadece istersin neyi neden nasıl istediğini bilmeden düşünmeden... ve çoğu zaman yeterince hissetmeden.... En kötüsüde benim için budur, yeterince hissetmeden bir şeylerden kopmak veya bir şeyleri istemek.
Ama şu dönemde yaşadığım belkide en büyük sıkıntı sonu gelmeksizin devam eden bir hissizlik durumu. Alber Camus'un Yabancı'da ki karakterlerden biri gibi yaşamıma devam ediyorum yaş 24'te. Bu okadar trajik bir durum ki gerçekten anlatılmaz anca tecrübelenir. Yaşamadan bilinemeyecek olgular vardır hayatta ve çoğunlukla herkes o kadar emindir ki bildiğine düşünmez.
şuan tam olarak böyle bir durumun ortasına balıklama atlamış bulunmaktayım, istedim mi ;? belki evet belki hayır... dedim ya çoğu zaman neyi istediğimizi aslında pekte bilmeyiz.
Yanlızım...
Hayatımda neredeyse bana değer veren ve seven herkesi kendimden bir şekilde uzaklaştırmayı başardım.Bunu saldırganca veya agresif bir tutumla da değil aksine gayet ılımlı ve uzlaşmacı bir şekilde gerçekleştirdim.
Nişanlım , yani şuanki eski nişanlım...
Şuan bile gayet gururla ve neşeyle söyleyebilirim ki o adam beni çok sevdi! Mutlu etmek için elinden geleni yaptı, yaptı da ne oldu bana yetmedi yada şöyle ifade edeyim (kendimi doyumsuz şımarık bi kız olarak yansıtmada önce) beni tatmin etmedi, beklentilerimle örtüşmedi. Nedir bu kadar yüksek olan beklenti diye düşünülebilir.Ama I swear to god o kadarf büyük beklentileri olan bir insan değilim. Sadece farklılıklarımız vardı ve bu olmadı. Ben moralim bozuk veya ufaktan keyifsiz iken bir bardak kahve ve yanında minik bir çikolata , kinder sürpriz yumurta ile havalara uçabilecek bir insanım, O ise ben bu durumdayken devasa Bonnyfoodlar, çiçek demetleri , koca koca pastlar cheesecake ler göndermede buldu çözümü. Hata idi. Hemde öyle ufak değil kocaman büyük bir hata. Benim yaklaşımımdan haberdar olması beni daha cok mutlu ederdi. büyük hediyeler heleki ofise geldiğinde yerin dibine nasıl geçtiğimi bir ben bilirim yani. Heleki o sevgililer gününde yaşadığım traji komedi ahh ahhh, 3 katlı bir PR ajansı düşünün ve kapıdan girildiğinde giriş katta benim masamı hayal edin ve üzerinde kocaman bir ORMAN! O buket yada aranjman falan değildi 25 gül , 40 vs 30 vs vs vs den olucan devasa bir camı içinde yer alan bir ormandı. Tahmine dersiniz ki utanç vericiydi:( Heleki bütün ajansın ORMAN'dan bahsediyor olması offf Ajans başkanları oturmuş Hazal'ın ormanını konuşuyor kim gönderdi diyordu Nişanlım demekle yetindim ama asıl söylemek istediğim şey Salağın teki idi. Olmadı yapamadım olduramadım denemedim diyemeyiz çok zorladım kendimi.
Yasaklar , kurallar , beklentilerr ahhhh dedim ahhhh yeterr. Kaç kere çığlık atmışım yeterr lütfen diye farkında olmaksızın. Kıyafet yasagı , insanlarla görüşme yasağı, gece çıkma yasağı, alkol yasağı . birde kurallar var tabi neymiş yürürken sigara içme , kimsenin yanında lipstick sürme, garsonla konuşma . En kötüsü de Ben senden aslında bunu beklerdim diye başlayıp devam eden cümlelerdi. Tek isteğim kurtulmak ve huzurlu olmaktı. OLDU
En yakın arkadaşım, 4 senelik ev arkadaşım , yani şuanki sadece arkadaşım...
Bu hayatta yaşıyor olan ve benim zaafımın olduğu, yeagane insanlardan önlerde geleni... Ama her zaman için bu böyledir değil mi . Şu çok açık ve net ben ne kadar düşündüysem onu o 5 misli düşündü hep beni . Okul dönemi sırf derse gidebilim diye sabahhları 'Menta' çaylarıyla uyandırdı, sırf hasta olmayayım diye saçlarımı o soğuk evimizde kendi kuruttu özene özene, sırf ben biraz daha güleyim diye kendini maymun etmekten (heryerde her zman ) hiç çekinmez, elinden geleni yapar, Maslaktaki iş hgörüşmem için Beylükdüzünden kalkıp kozyatagına gelip beni iş görüşmesine götürmeye kadar hic bir şeyi esirgemedi herşleyi yaptı, yaptı noldu? Şuana bak... Sıfır hiç bir şekilde birbirimizin hayatında bile değiliz belkide. O böyleydide ben değil miydim ?Tabiki öyleydim neler yapmadım ki neler maddi manevi herseyinde yanındaydım bunu da geçtim anne gibi koruyup kolladım yıllarca Yaptım da noldu;? Hiç... Zamanla uzaklaşırmış insanlar oyle olmadı bizimkisi biz dönemsel ayrılık yaşıyoruz diye bakıyorum hala ve hala. Çok seviodu koruyodu destek vermek için herşeyi yapıyordu yapıyordu da ne oluyordu bana fazla geliyordu.. ona ayak uydurmazsam üzülecek hissiyatı bunun sorumluluğu yoruyordu. Onu kırmadan uzaklaşmalıydım , belki kendimle kalmalıydım belki sadece bunalmışlıktı bu yaşadığımız... Nitekim uzaklaştık, yanlız kaldım. OLDU
Hiç olmayan kız kardeşim, 9 senelik dostum, yani şuan ki canım ama uzağım...
Koruma içgüdüsüylke yaklaştığım , masum hali ve hayata bakışıyla beni insanlara over and over inandıran yegane insan. Kendimi bildim bileli üzerime titreyen insandır kendisi, sakarlıklarım ile bilinen ben yavrucağım kızın çok göz yaşına sebep olmuşumdur. Gözlerim çönünde suratımdaki bir ağru ifadesiyle ne hale geldiğini görüp kendimden çok ona üzüldüğümü canımın acıdığını çoğu kez hatırlarım. Eee sızladık sızladık durduk , üzüldük , güldük , gezdik , kahkahalar attık , ağladık, mal mal oturup boş duvarlara baktıkk, karadenizde gemiler batırıp, midelerimizde uçan kelebekleri saydık... Saydıkta noldu gün geldi bunların hepsi krediyi yitirdi. İnsan hata yapmadan yaşayamaz yaşasa mutluy olamaz öğrenemez.. Hayat'ı yaşıyor olmaz. Bizde çok hata yaptık, gerekli gereksiz çıkışlar , kalp kırmalar ve daha nicesi ama hiçbiri koparmadı. Lisedeydik söyledik birbirimize
Aint no mountain high enough
aint no valley low enough
ai,nt no river wild enopugh
ıf you need me call me
no matter how far ,
just call my name
ı will be there in ahurry
you dont have to worry
ve hepte böyle oldu ama biran geldi ki hayat o kadar da değilmişsiniz dedirtti bize hemde en yakında olduğumuz en güzel geçebilecek zamanda bazen işte ne yaparsan yap gerçekten olmuyor ve hayat ısrarla bana bunu öğretmeye devam ediyor.Ama mutluyum aslında hayatında biri var planlar yapılıyor ediliyor bunlar güzel şeyler beni mutlu eden şeyler.Onun ilişkisinde sorun yaşarken neşeliyken her şekilde yan yana olmak benim temennim ama ben sert kabuğunun altında ilgi isteyen bir salyangoz gibiyim o kadar hassasım ki bir tuz tanesi bile dağılıp yok olmama yetebilir. Ve yetti dağıldım... Guetta uğruna dağıldım.Ve düşündüm belki dedim en hayırlısı en güzeli onun ilişkisini yaşaması ve benimde yoluma bakmam dedim bunu istedim, hayatımda her zaman olacağını biliyordum ama belkide mesafenin olması en güzelidir diye düşündüm. Nitekim mesafe koyduk ,yalnız kaldım. OLDU.
Yanlız kalmayı istedim, huzur keyif mutluluk ve herkesin isteyeceği şeyleri istedim ne yaşadığımı düşünmeden isteğimin sonuçlarını öngörmeden. Sadece yaşadım , yaşıyorum ve yaşayacağım...
Normal bir insan şuan bu hayatının önemli parçalarında yanında olmuş, paylaşmış, yaşamış ve benimsemiş olduğu insanlar ile ilgili yazarken duygulanır , belki hüzünlenir belki abartıyorum ama ağlar sonuçta hoş şeyler değil ama ben I am not Normal and I accept it.
İstedim ne istediğimi bilmeden ve ele ettim. Hoşuma gidiyor mu,? Kocaman bir hayır!
Üzgün müyüm? Hüzünlü müyüm? Duygusal ? Melankoli? Özlem içinde miyim? Mutsuz muyum? Hayır hayır ve yine Hayır. Mutlu muyum peki? Ona da Hayır.
Çünkü devasa bir hissizlik var içimde yaşadığım ve üzerimden atamadığım.
Ve şuan ben hisslerimden çok uzak bir yerlerde Hissiz Tahtadan bir robot misali yüzümde kocaman bir neşe maskesiyle yaşıyorum...